Çoğunlukla hormonal nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan akneler, bazen cildin iyi temizlenememesi, dış etmenler ve yanlış beslenme nedeniyle de görülebiliyor. Vücudunuzu içeriden destekleyecek gıdalara yönelmeniz ve cilt bakımınızda bazı püf noktalarına dikkat etmeniz, akne sorunu ile mücadelenizi kolaylaştırabilir. Peki, sivilcelerinize veda edip pürüzsüz bir cilde ulaşmanızı sağlayacak olan çözümler nelerdir? İşte akneler için 5 doğal yöntem…
1. Nazik cilt bakımı:
Cildimize dokunan her ürün önemlidir. Bazı ürünlerin içeriğinde bulunan maddeler, görünüşte temizliyor olsa da içten içe akne sorununu tetikleyebilir. Özellikle lanolin, mineral yağı, alüminyum, retinil asetat, alkol, oksibenzon, triklosan, paraben, polietilen, BHA, BHT ve formaldehit bazlı koruyucular içeren ürünler, akne sorununun daha da kötüye gitmesine neden olabilir. Cildinizde kullandığınız ürünleri satın almadan önce etiketi okumayı alışkanlık haline getirin ve bu içerikleri bulunduran ürünleri kullanmamaya özen gösterin.
Cilt üzerinde aşırı yağlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan akneler, doğru bir cilt temizliği rutini ile önemli ölçüde azalabilir. Doğal içerikli cilt temizleyiciler veya yüz/vücut yıkamaya uygun doğal sabunlarla cildinizi temizleyebilir veya kendi yüz temizleyicinizi evde hazırlayabilirsiniz.
Akne için doğal yüz temizleyici:
Malzemeler:
1 yemek kaşığı hindistancevizi yağı
3 yemek kaşığı bal
1 yemek kaşığı elma sirkesi
20 damla çay ağacı yağı
2 kapsül probiyotik
Uygulanışı:
Bütün malzemeleri iyice karışana kadar karıştırın, serin bir yerde saklayın. Her kullanımdan önce çalkalayın. Yüzünüzü biraz ıslattıktan sonra karışımdan yaklaşık 1 çorba kaşığı kadar alın ve yavaşça masaj yaparak yüzünüze yedirin. Mümkünse biraz beklettikten sonra ılık su ile durulayın ve nazikçe kurulayın. Dilerseniz bu karışımı iki-üç günde bir maske şeklinde de uygulayabilirsiniz.
2. Probiyotik takviyesi:
Sağlıklı bir bağışıklık ve sindirim sistemi için probiyotiklerin önemini artık biliyoruz. Bağırsak sağlığımızın ve bağışıklık sistemimizin durumu, akne oluşumunu da etkilediğine göre, beslenmemize yoğurt ve kefir gibi bol probiyotik içerikli gıdaları dahil etmek ya da uygun bir probiyotik kapsül ile takviye almak iyi bir fikir olabilir. Nasıl kullanacağınızdan emin değilseniz, doktorunuza ya da eczacınıza danışmanız gerekir.
3. Nemlendirme:
Yağlı ciltlerin ekstra nemlendiriciye ihtiyaç duymaması yalnızca bir şehir efsanesidir. Kuru ciltlerde akne oluşmayacağı da öyle. Tam tersine, cildi kurutmak için kullanılan bazı ürünler cildin daha çok yağ üretmesine ve gözeneklerin daha çok tıkanarak tekrar akne oluşmasına neden olur. Hindistancevizi yağı, var olan en iyi nemlendiricilerden ve en cilt dostu ürünlerden biridir. Mükemmel bir şekilde nemlendirirken bakteri oluşumunu da engeller. Cildinizi güzelce nemlendirmek için çeyrek çay kaşığı kadar hindistancevizi yağını iki elinize iyice yayın ve masaj yaparak yüzünüze-boynunuza yedirin.
4. Düzenli peeling uygulaması:
Peeling (ovma-soyma) işlemi önemli ve hassas bir mesele. Hassas cilde zarar vermeden, nazikçe yapılan bir soyma işlemi cildin kendini yenilemesini kolaylaştırırken biraz aşırıya kaçmanız durumunda cildinizde iritasyon ve yeni enfeksiyonlar oluşması da mümkün.Hazır peeling karışımları size iyi gelmeyen kimyasallar içeriyor olabilir ancak siz evde gayet basit malzemelerle kendi karışımınızı hazırlayabilirsiniz. Parçacık olarak deniz tuzu, kahverengi şeker ya da ufalanmış yulaf ezmesi kullanabilirsiniz. Baz olarak ise hindistancevizi yağı, kefir ya da bal kullanılabilir. Parçacıklar tıkalı gözeneklerin açılmasına ve ölü derinin arındırılmasına yardımcı olurken doğal bazlar ise bakteri ve mantar hücrelerini etkisiz hale getirerek cildinizi besleyecektir. Hazırlamak için, 1-2 yemek kaşığı baz malzemeyi bir kaba alın, içine 2 yemek kaşığı kadar kuru taneli malzeme ekleyin. Yüzünüzü bu karışımla yavaşça ovun, biraz bekledikten sonra ılık suyla durulayın.
5. Fazla güneş ışığından kaçınma:
Güneşten gelen ultraviyole ışınlar, pigment üreten hücreleri uyarır ve akne yaralanması riskini artırır. Yüzünüzdeki aknelerin kalıcı yaralara dönüşmemesi için doğrudan güneş ışığına maruz kalmamaya çalışın, özellikle öğlen saatlerinde. Doğal bir koruyucu kullanmak isterseniz de, SPF 8 kabul edilen hindistancevizi yağı yine imdadımıza yetişiyor.